Adını anmadan




  


































anmadım adını
özlediğimi söylemedim çığlık çığlığa
avazım çıktığınca o şarkıya eşlik etmedim
hatta o şarkıyı bir kere olsun dinlemedim
gözümün önüne gelmelerin kısaldı
kesik durgun bir filme benzedin iyice
son buluşmalarımızdan bir iki anı kaldı geriye
defalarca yinelediğim o ilk an dahi silikleşti
en çok avucumun içini öpüşün kaldı
inan bir bunu silemedim
bu ıslaklığı yok edemedim
belki de tutkudan olacak bilemiyorum
seni öyle canım isterdi ki belki senin de beni
ama gerisi eski ajandalarda artık
hem artık yaldızlı zamanların
            boş yapraklarını sana adamıyorum
sana dörtlükler de dizmiyorum
öyle uzun ki görüşmeyişliğimiz
sadece bir kere tesadüfen karşılaştık da
‘nasılsın’a sadece ‘iyi’ demedim mi
dönüp yüzüne bile bakmazdım sormasan
bunları inkar edemezsin
ki geriye kalanlar asla kafi gelemeyecek
üstelik onlar da tüyden uçucu
yitiyoruz günden güne birbirimizin belleğinden
birbirimizin adını anmadan
                                                                                


Zeki Müren’den Ağlama Sevdam’ı dinlerken



        Ağlamamalısın sevdam. Amandır, yamandır ve daha bilmem nedir belli değil; ama değmediği kesindir. Ağlama sevdam, sakın. Karşına çıkan çıktı, ağladığını gösterme; hoşlarına gider. Çünkü sen o kadar içten, o kadar hesapsız seversin ki ağlaman kolaydır. Hoşlarına gitmesin, sık dişini, at içine, lanet et ve sakın ola ağladığını gösterme.

Bir gün olacak sileceksin bütün dertlerini ve ancak o zaman sırtını sağlam bir duvara verdiğini anlayacaksın. O güne kadar ah etme, aman dileme; aklından, yüreğinden ne geçirirsen geçir sakın ola ağlama. Ya da ağla istersen; ama sakın belli etme.

Beni, benliğimi oluşturan değerlerimi beğenmeyen, beni nasıl olur da sever? Oluru var mı hiç? Yarım bir hülya gibi, dipsiz bir kuyudur gözleri buğulu bakar en çok. Daha ötesi, ötesi kadar berisi, her şey yarımdır, yarısı doğruysa yarısı yalandır.

Karanlıktan ışılar gözlerim benim. Ben yalnızca karanlıkta ağlarım. Kimseler görmesin diye, yalanlar ve yalancılar görmesin diye bir de. Kendimden gelip kendime gitsin diye. Ağlarım ben, erkek gibi ağlarım. Kimseler görmeden, kimseler anlamadan, araya kendimden başka kimseyi koymadan. Ciğerim delinir, dört yanım kırılır, hep ağlarım. Karanlıkta gözlerimden ışıklar süzülür.

Işıkta yalanlar başlar, ışıl ışıl yapar yalanlar, burgulanır, tarazlanır. Ben susarım, içim ağlar. Bir de ateş yutarım, kan yutarım, ışıkta güler, karanlıkta ağlarım.

13 Aralık 2009/Adıyaman