O göğün çocukları






 kapat gözlerini de dinsin çağıltısı dağların
işitme sobanın sesindeki çocuk çığlıklarını
bak köpürüyor akşamın son bulutları
bir don bu topraktan gelen
iyi dinlersen duyacaksın eski günleri
ıssız köyde tüten tek bacanın yakarışlarını
yakın bir yerlerde o ezgisi oysa
göğün değil çocuklu kadının
bırakmış elindekini ısıtmamış aşı
bugün acıları yiyecekler gene
bir yıldız kayacak uzak ve yasak
acının sanatıyla damıtacak dileklerini
belki bir dağ yeli olacak belki bir ırmağa su
belki yolculuktan dönene ocakta çıtırtı
bir döşeğin taze sıcağı belki de
yahut otlu peynirle ekmek bir de çay
çocuk susacak bilecek ki ağlamamalı
acıyla büzüşürken yüzü gık demeyecek
dağlanacak yaraları toprağının hakkını verecek
-burdaki buralılar buranın hakkını verir-
nasır tutacak duyguları düşüncelerine
büyümeden bilecek arı duru bir yastır tutulan
inceden yağacak yağmur toprağı kokutarak
kirleri ve kini kesin ak pak edecek
ama bu öfke nasıl çıkacak damarlardan
bilemeyecek göğün yedi kat üstü
yedi kat alttakiler şimdilik hüküm verirken
geceyle gündüze onlar bilet keserken
o göğün çocukları yalnız gezecekler
menderesler çizecek kardelecekler
belki sevecek belki sevmeyecek dışındaki
aynı gökyüzü onları yalnız bırakmayacak

yedi kat alttakiler şimdilik hüküm verirken
geceyle gündüze onlar bilet keserken
o göğün çocukları yalnız gezecekler
menderesler çizecek kardelecekler