anmadım adını
özlediğimi söylemedim çığlık çığlığa
avazım çıktığınca o şarkıya eşlik etmedim
hatta o şarkıyı bir kere olsun dinlemedim
gözümün önüne gelmelerin kısaldı
kesik durgun bir filme benzedin iyice
son buluşmalarımızdan bir iki anı kaldı geriye
defalarca yinelediğim o ilk an dahi silikleşti
en çok avucumun içini öpüşün kaldı
inan bir bunu silemedim
bu ıslaklığı yok edemedim
belki de tutkudan olacak bilemiyorum
seni öyle canım isterdi ki belki senin de beni
ama gerisi eski ajandalarda artık
hem artık yaldızlı zamanların
boş
yapraklarını sana adamıyorum
sana dörtlükler de dizmiyorum
öyle uzun ki görüşmeyişliğimiz
sadece bir kere tesadüfen karşılaştık da
‘nasılsın’a sadece ‘iyi’ demedim mi
dönüp yüzüne bile bakmazdım sormasan
bunları inkar edemezsin
ki geriye kalanlar asla kafi gelemeyecek
üstelik onlar da tüyden uçucu
yitiyoruz günden güne birbirimizin belleğinden
birbirimizin adını anmadan